Günahkar bir adamdı, ayık gezmezdi. Bütün bir köy halkı yaka silkiyordu adamdan, ‘ölse de, kurtulsak’ diyorlardı. Bir karısı vardı bu adamın, bir de kendisi. Hiç çocukları olmamıştı. Köy halkı böyle bir adamın zürriyetinin olmadığına memnundu. Kadın ise, adamın haline üzülse de ses çıkarmazdı, çıkaramazdı. Otuz yıldır evliydiler, döverdi, kızardı, her gün biriyle kavga ederdi. Ama kocasıydı işte, evinin erkeği idi. Adam bir gün çok hastalandı ve ö’ldü.. Cenazesini köyün imamı asla kabul etmedi, halk da mezarlığa gömülmesini kabul etmedi.. Çaresiz kadın dağın başına kocasını sırtında götürdü ve müsait bir yere gömmeye karar verdi.. O anda birisi çıkageldi. Olanlar ondan sonra oldu zaten..